Dr. Öğr. Üyesi DİLARA NEMUTLU SAMUR

ARAŞTIRMA GÖREVLİSİ

ALANYA ALAADDİN KEYKUBAT ÜNİVERSİTESİ, TIP FAKÜLTESİ, ALANYA ALAADDİN KEYKUBAT ÜNİVERSİTESİ/TIP FAKÜLTESİ/DAHİLİ TIP BİLİMLERİ BÖLÜMÜ/TIBBİ FARMAKOLOJİ ANABİLİM DALI/

DOKTOR ÖĞRETİM ÜYESİ

ALANYA ALAADDİN KEYKUBAT ÜNİVERSİTESİ, TIP FAKÜLTESİ, ALANYA ALAADDİN KEYKUBAT ÜNİVERSİTESİ/TIP FAKÜLTESİ/DAHİLİ TIP BİLİMLERİ BÖLÜMÜ/TIBBİ FARMAKOLOJİ ANABİLİM DALI/

Yönetim Kurulu Üyeliği

ALANYA ALAADDİN KEYKUBAT ÜNİVERSİTESİ

Eğitim Koordinatörü

ALANYA ALAADDİN KEYKUBAT ÜNİVERSİTESİ

2023-2024

Ders Adı:Farmakoloji (Tıp) Ders Saati: 2 , Türkçe,Lisans

2021-2022

Ders Adı:Farmakoloji (Tıp) Ders Saati: 2 , Türkçe,Lisans

2022-2023

Ders Adı:Farmakoloji (Tıp) Ders Saati: 2 , Türkçe,Lisans

2023-2024

Ders Adı:Pharmacogenetics Ders Saati: 3 , İngilizce,Lisans

2022-2023

Ders Adı:Pharmacogenetics Ders Saati: 3 , İngilizce,Lisans

2023-2024

Ders Adı:Molecular pharmacology Ders Saati: 3 , İngilizce,Lisans

2022-2023

Ders Adı:Molecular pharmacology Ders Saati: 3 , İngilizce,Lisans

2023-2024

Ders Adı:Farmakoloji Ders Saati: 2 , Türkçe,Lisans

2022-2023

Ders Adı:Farmakoloji Ders Saati: 2 , Türkçe,Lisans

2023-2024

Ders Adı:Bilimsel araştırma yöntemleri ve etik Ders Saati: 2 , Türkçe,Yüksek Lisans

2021-2022

Ders Adı:Acil İlaç Bilgisi Ders Saati: 2 , Türkçe,Önlisans

2021-2022

Ders Adı:Molecular pharmacology Ders Saati: 3 , İngilizce,Lisans

2021-2022

Ders Adı:Pharmacogenetics Ders Saati: 3 , İngilizce,Lisans

2021-2022

Ders Adı:Farmakoloji Ders Saati: 2 , Türkçe,Lisans

2020-2021

Ders Adı:Fizyoterapide Farmakoloji Ders Saati: 2 , Türkçe,Lisans

Epidermoid larinks karsinom hücre hattı (Hep 2) üzerine timokinon ve propranolol kombinasyonunun etkisi.

Epidermoid larinks karsinom hücre hattı (Hep 2) üzerine timokinon ve propranolol kombinasyonunun etkisi.

Lipopolisakkaritle İndüklenmiş Mononükleer Hücrelerde Timokinonun Proinflamatuar Sitokin Salımına Etkisi

Muskarinik Reseptörlerin GT1-7 Hücre Hattında GnRH Ekspresyonuna Etkisi

Gonadotropin salgılatıcı hormon (GnRH), hipotalamusta sentezlenen ve salınan tropik bir peptit olup ön hipofizden folikül uyarıcı hormon (FSH) ve lüteinizan hormonun (LH) salınmasından sorumlu olan bir hormondur. GnRH salınımından sorumlu hücrelerin muskarinik reseptörleri ifade ettikleri gösterilmiştir. Bununla beraber reseptörlerin aktivasyonu veya bloke edilmesi sonucu salınımın nasıl etkilendiği üzerine açıklayıcı çalışma bulunmamaktadır. Önerilen projemizde GnRH salınımı yapan fare kaynaklı GT1-7 hücre hattı ile çalışılacak olup hücre kültürü ve moleküler araştırma teknikleri kullanılacaktır. Çalışmada muskarinik reseptör uyarımı için asetilkolin, reseptör blokajı için atropin kullanılacak olup bu etken maddelerin salınım üzerine etkileri analiz edilecektir. Elde edilen veriler muskarinik reseptörlerin GnRH salınımı üzerine etkilerini açıklanmasına katkı sağlayacaktır. Üreme ve gelişmeden sorumlu bu hormonun salınımında bu reseptörlerin fizyolojik rollerinin açıklanması GnRH düzeylerinden kaynaklanan bazı hastalıkların tedavisine de katkı sağlayabilir.

Non-Steroidal Antienflamatuvar İlaçların GT1-7 Hücre Hattında Nöronal Belirteçlerin Ekspresyonu Üzerine Etkisi

Son yıllarda non-steroidal antienflamatuar ilaçlar (NSAİİ) ile yapılan çalışmalarda anksiyete gibi davranışsal bozukluklar üzerine etkinlik saptanmıştır. İnflamasyon, yüksek ateş ve ağrının tedavisi amacıyla kullanılan bu ilaçların bazı çalışmalarda nöroprotektif etkilerinin olduğu da belirtilmektedir. Özellikle dipiron bu amaçla çalışılan ilaçların başında gelmektedir. Bu bilgiler etken maddenin nöron aktivitesi üzerine etkisi olduğunu ve bu konuda yeni bir kullanım alanı oluşturma potansiyeli bulunduğunu işaret etmektedir. Önerdiğimiz projemiz ile dipironun GT1-7 hücre hattında nöronal belirteçler üzerine etkisini değerlendirmeyi planlamaktayız. Ayrıca NSAİİ’lerde bu konuda genel bir olgunun olup olmadığını ortaya çıkarmak amacıyla indometazin ile karşılaştırma yapılacaktır. Çalışma moleküler düzeyde belirteçlere ait gen bölgelerinin ekspresyonunun araştırılmasına dayanmaktadır. Araştırma içerisinde nöral büyüme faktörü (NGF), beta tubulin III ve nestin mRNA ekspresyon düzeyleri belirlenecektir. Çalışma sonucu dipironun olası nöroprotektif etkilerinin ortaya çıkması durumunda, nörodejeneratif hastalıklarda maliyeti düşük bir etken maddenin kullanım potansiyeli açığa çıkacaktır.

Rotenon İle Indüklenen Parkinson Hastalığı Sıçan Modelinde Vortioksetinin Prokognitif Özelliklerinin incelenmesi: Toll-Benzeri Reseptör-2 Sinyal Yolağının Rolü

Parkinson hastalığında meydana gelen bilişsel disfonksiyonda multimodal bir antidepresan olan vortioksetinin etkileri ve etki mekanizmaları

Rotenon ile Oluşturulmuş Parkinson Hastalığı Modelinde Vortioksetinin Nörodejenerasyon ve Bilişsel Disfonksiyon Üzerine Etkilerinin İn Vivo Olarak İncelenmesi

Parkinson hastalığı dopaminerjik sistemde meydana gelen ilerleyici nörodejenerasyonun yanı sıra serotonerjik, noradrenerjik ve kolinerjik devreler gibi diğer nörotransmitter sistemlerinin de etkilendiği, motor ve motor olmayan semptomlarla karakterize nörodejeneratif bir hastalıktır. Bilişsel bozukluk, Parkinson hastalığının en yaygın ve erken gelişen motor olmayan belirtilerinden biri olarak kabul edilir ve yürütücü işlev bozuklukları, görsel uzamsal kavrama yeteneğinin bozulması ve bellek bozuklukları olarak sınıflandırılabilir. Yapılan çalışmalar, Parkinson hastalığındaki kognitif bozukluğu serotonerjik disfonksiyon ile de ilişkilendirmiştir. Serotonerjik projeksiyonlar beyin sapında lokalize çıkan raphe çekirdeklerinden köken alır ve hipokampus ve prefrontal korteks gibi öğrenme ve bellek ile ilgili beyin bölgelerine uzanır. Serotonin, öğrenme ve belleği hem direkt hem de diğer nörotransmisyon sistemleri ile birlikte çalışarak indirekt şekilde modüle edebilir. Vortioksetin, serotonin 5-HT3, 5-HT7 ve 5-HT1D reseptörü antagonisti, 5-HT1B reseptörü parsiyel agonisti ve 5-HT1A reseptörü agonisti, aynı zamanda serotonin taşıyıcı inhibitörü olan ve majör depresif bozuklukta prokognitif etkileri gösterilmiş multimodal bir antidepresandır. Vortioksetinin bilişsel fonksiyonları çeşitli nörotransmitter sistemlerinde nörotransmisyonu arttırarak iyileştirdiğini ileri süren hipotezler bulunmaktadır. Bu tez projesinde, rotenon (2 mg/kg/gün, s.c., 21 gün) ile Sprague Dawley sıçanlarda indüklenen Parkinson hastalığı modelinde vortioksetin tedavisinin (10 mg/kg, i.p., 21 gün) nörodejenerasyon, motor fonksiyonlar ve bilişsel fonksiyonlar üzerine olan etkileri araştırılması amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda (1) davranış testleriyle motor fonksiyonlar (lokomotor aktivite, rotarod ve katalepsi testleri) ve bilişsel fonksiyonlar (Morris’in yüzme testi, yeni obje tanıma testi), (2) immünohistokimyasal analizlerle substansiya nigra, striatum, prefrontal korteks ve hipokampus alanlarındaki dopaminerjik nöronlarda kaybı ve patolojiyi değerlendirebilmek için tirozin hidroksilaz, α-sinüklein ve cleaved kaspaz-3 ekspresyonları ölçülecektir. Bu çalışma ile, Parkinson hastalığı modelinde vortioksetinin nörodejenerasyon, motor fonksiyonlar ve bilişsel fonksiyonlar üzerindeki etkileri ilk kez in vivo olarak araştırılacak ve sonuçları literatüre kazandırılacaktır.

Rotenonla İndüklenen Deneysel Parkinson Hastalığı Modelinde Metforminin Olası Etkileri ve Etki mekanizmaları

Parkinson hastalığı (PH) ve Tip 2 diyabetes mellitus (T2D) geriatrik populasyonun sık görülen hastalıklarıdır. T2D hastalarında PH sıklığının daha fazla olduğu yakın zamanda yapılan çalışmalarda gösterilmiştir. T2D tedavisinde altın standart tedavi olarak kabul edilen ve yaygın olarak kullanılan metforminin (MET), deneysel PH modellerinde oluşturduğu etkilerin araştırıldığı çalışmalarda farklı sonuçların elde edildiği görülmüştür. MPTP ile indüklenen deneysel PH modellerinde yapılan çalışmaların bir kısmında MET’in PH’daki nörodejenerasyonu azaltabileceği gösterilmiştir. Ancak 2016 yılında yayınlanan bir çalışmada MPTP ile indüklenen nörodejenerasyonun MET tarafından arttırılabileceğini göstermişlerdir. Ismael ve ark. daha önceki birçok yayında MET ile gözlenen nöroprotektif etkilerin, yüksek dozda uygulanan MET’nin nöron membranında bulunan OCT2 (organik katyon taşıyıcı protein 2)’yle etkileşerek MPTP’nin hücre içine girişini azaltması nedeniyle oluşabileceğini savunmaktadır. Bu nedenle, MET’in deneysel PH modellerindeki etkisi günümüzde tartışmalıdır. Lipofilik yapısı nedeniyle hücre membranından kolayca geçebilen rotenon (ROT), deneysel PH modeli oluşturmak için kullanılan bir başka mitokondriyal kompleks inhibitörüdür. Önerilen projenin amacı MPTP ile indüklenen deneysel PH modelinde MET uygulamasının substansiya nigra alanındaki dopaminerjik nöronlar üzerinde yarattığı nöroprotektif etkilerin, rotenon ile indüklenen deneysel PH modelinde de gözlenip gözlenmeyeceğinin araştırılmasıdır. Bu bağlamda, rotenon ile oluşturulacak deneysel PH modelinde, MET’nin etkileri ilk kez araştırılacak ve sonuçları literatüre kazandırılacaktır.

Üriner İnkontinanasın Cerrahi Tedavisinde Kullanılan Polipropilen Örgü Askı Üzerine İnsan Plasenta Kökenli Mezenkimal Kök Hücrelerin Tutunma Kapasitesi

Üriner inkontinans olarak her yaştan kadının yaşam kalitesini etkileyen tıbbi ve sosyolojik bir problemdir. Tedavisinde cerrahi askılar sıklıkla kullanılmaktadır. Bu askılar doku desteği için tasarlanmış olsa da birçok komplikasyona neden olmaktadır. Kadınlardaki üriner inkontinans tedavisinde, polipropilen örgü askılar giderek daha fazla kullanılmaktadır. Mezenkimal kök hücre temelli tedaviler bu askıların neden olduğu olumsuz inflamatuar reaksiyonları en aza indirebilecek, biyouyumluluklarını ve doku entegrasyonlarını arttırabilecek nitelikte etkilerde bulunabilirler. Mevcut in vitro ve in vivo çalışmalarda, komplikasyonların önüne geçebilmek için kas, kemik iliği ve adipoz doku kaynaklı mezenkimal kök hücrelerin cerrahi alana doğrudan enjeksiyonu, örgü askıların hücre ile kaplanması ve üretra içine yerleştirilmesi gibi çeşitli yöntemler kullanılmıştır. Plasenta kaynaklı mezenkimal kök hücreler bu amaçla test edilmemiştir. Plasenta kaynaklı mezenkimal kök hücreler, diğer kaynaklardan elde edilen hücrelerden farklı olarak invazif ek bir işlem gerektirmeden fazla miktarda elde edilebilir. Önerilen projemizde adezyon ve farklılaşma kapasitesi yüksek olan plasenta kaynaklı mezenkimal kök hücrelerin üriner inkontinansın cerrahi tedavisinde kullanılan polipropilen örgü askı üzerine tutunma özelliği incelenecektir. Çalışmamız, daha sonra planlanacak hayvan deneylerinde hücrelerin ve hücre-askı kombinasyonunun kapasitesi ile ilgili ön bilgileri elde etmemizi sağlayacaktır.

Vortioksetinin enteroglial hücrelerde rotenon ile indüklenen patolojik değişiklikler üzerine etkileri: S100B/RAGE sinyal yolağının rolü

Nörodejeneratif hastalıklar, santral sinir sisteminde meydana gelen lezyonların yanı sıra enterik sinir sisteminde meydana gelen patoloji ile de ilişkilidir. Özellikle Parkinson hastalığı (PH) gibi motor-olmayan bulguların da şiddetini artırarak hastalığa eşlik ettiği nörodejeneratif hastalıklarda, gastrointestinal sistemi etkileyen semptomların hastalığa ait en erken bulgular arasında yer aldığı düşünülmektedir. Yapılan çalışmalar, PH’ye ait patolojik bulguların enterik sinir sistemi içinde de tespit edildiğini göstermektedir. Enterik sinir sistemi içerisinde yer alan enteroglial hücreler (EGCs), beyindeki astrositlerin eşdeğerini temsil eder ve inflamatuvar yanıtın önemli bir bileşenidir. Bu hücreler inflamasyon varlığında aktif hale geçerek kemotaktik bir faktör olan S100B düzeylerini artırır ve ileri glikasyon son ürünleri için reseptör (RAGE) aktivasyonu ile proinflamatuvar sitokinlerin salgılanmasına ve hücre hasarına yol açar. Deneysel olarak PH-benzeri patolojiyi in vivo veya in vitro taklit edebilmek için nörotoksin modelleri sıklıkla kullanılmaktadır. Rotenon, PH’nin motor ve motor-olmayan bulgularını başarılı bir şekilde taklit edebilen bir pestisittir. Literatürde rotenonun santral sinir sisteminde nöronlar ve glial hücreler üzerindeki etkilerini inceleyen çalışmalar olmasına rağmen enteroglial hücreler üzerindeki direkt etkisini aydınlatan bir çalışma bulunmamaktadır. Antidepresanlar, inflamatuvar hastalıklarda yararlı oldukları gerekçesiyle nöroinflamasyon çalışmalarında sıklıkla denenmektedir. Serotonerjik multimodal bir antidepresan olan vortioksetin, antioksidan ve antiinflamatuvar etkilere sahip olabileceği düşünülen değerli bir moleküldür. Bu çalışmanın amacı, daha önce in vivo PH modelinde motor ve motor-olmayan bulguları hafiflettiği gösterilen vortioksetinin, enteroglial hücrelerde rotenon tarafından indüklenen patofizyolojik değişiklikler üzerine olan etkilerini in vitro olarak aydınlatmaktır. Bu amaçla, sıçanlardan dönüştürülmüş enteroglial

Vortioksetinin, Enterik Sinir Sisteminde Rotenon Maruziyeti Ile Indüklenen Patofizyolojik Değişiklikler Üzerine Etkilerinde Tlr2/S100b Sinyal Yolağının Rolü